İrem & Mustafa
İlk tanışmamız ODTÜ'deki okul topluluğumuzun bir etkinliğe getirdiği Şevval Sam'ı havaalanından alıp beklerken oturduğumuz bir mekanda oldu. Ancak sonrasında uzun bir süre iletişimimiz olmadı, ta ki ODTÜ Devrim Stadyumunda ortak arkadaşlarımızla otururken denk gelene kadar...
2015 yılı doğumgünümde çok güzel bir sürpriz ile karşılaştım. İş çıkışı arkadaşlarım doğumgünü kutlaması süsü verip beni Eymir'e götürdüler. Meğer orada eşim sabahtan beri hummalı bir hazırlık içerisindeymiş. Bir baktım gol kıyısında bir sürü sevdiğimiz insan, yıllardır en güzel anılarımızın yer aldığı fotoğraflar, balonlar, gün batımı ve gitar eşliğinde güzel sesiyle şarkı söyleyen eşim... Başta hala doğumgünü sürprizi sanarken asıl sürpriz olan teklif ile karşılaştım:)
Yazın evlenecek olmamıza rağmen Ankara'nın havasına güvenmememiz ve benim çok üşüyen biri olmam sebebiyle kapalı bir mekan olmasında hemfikirdik. Ancak haftasonu istememiz ve biraz geç kalmış olmamız sebebiyle seçeneklerimiz azalmıştı. Dolayısı ile daha önce çeşitli düğünlere gittiğimiz Wishes'in kısa süre sonra açılacak olan ama henüz inşaatı tamamlanmamış salonunu planlarına ve kuruma güvenerek tuttuk. Sonuçta da herhangi bir sıkıntı yaşamadan güzel bir düğün geçirdik.
Gelinliği seçerken başta balık istememe rağmen hem rahat olması hem de daha sonra başka bir ortamda kolay kolay giyemeyeceğim bir model olması sebebiyle A kesim modellere yöneldim. Ayrıca aklımdaki en net özelliklerden biri de gelinliğin dantelinin 3 boyutlu olmasıydı. O sene bu tip ürünler her yerde rahatça bulunamıyordu. Neredeyse Ankara'da gidilebilecek çoğu yere gitmiştim. Ancak en son DAİ gelinliğe gidince istediğim tarz bir kaç model çıkardılar ve özellikle bir tanesinin dantelini çok beğendim. Sonrasında dikilirken üzerinde istediğim bir çok oynamayı profesyonellikle yaptılar ve gelinliğim ortaya çıkmış oldu.
Bir yaz düğünü olacağı için rahat olması açısından topuz yaptırmak istiyordum. İnternet üzerinden çeşit çeşit model araştırmıştım. Ayrıca gelinliğimi aldığım DAİ'de düğün hazırlıkları üzerine çeşitli etkinlikler yapmıştı ve bunların birinde bir stil danışmanı da gelin adaylarına önerilerde bulunuyordu. Ondan da esinlenerek kuaför ile yaptığımız saç provasında az çok yaptıracağım saç modeli belli olmuş oldu.

Kısa bir süre gelin odasına gidip salona geri döndüğümüzde herkesin tam gaz oynamaya devam ettiğini ve çok eğlendiğini gördüğümüz andı.

Düğünden önceki gün acıllık olmayı başardığım için vücudumun tüm yorgunluğuna rağmen hiç durmadan koşturmak ve bugün bir daha gelmeyecek diye düşünerek tüm gece oturmadan oynayıp gecenin sonunda tüm o birikmiş yorgunluğumu hissettiğim andı.
Sabah ilk iş kuaföre gittik. Eşimle kuaförlerimiz karşılıklı olduğu için bir yandan hazırlanırken bir yandan fotoğraf ve video çekimlerimiz başladı. Tamamen hazır olduktan sonra çıkışta ufak bir dans provası yapıp şirin arabamızla fotoğraf çekimine gittik. Saatin akşam sularını bulmasıyla düğün salonuna gitmek üzere evlere döndük ve eşim ile ailesi bizim eve geldiler sonrasında da hep birlikte düğün salonunun yolunu tuttuk.
İlk dans parçamız Frank Sinatra'nın Fly me to the moon şarkısı idi, peşine de Michael Bubble-L.O.V.E şarkısı ile dans ettik. Giriş şarkımız için ise Fanfare Cıocarlia-Golden Days idi. Pasta keserken ise Maroon 5'in Sugar şarkısı çaldı. Çiçek atma şarkısını seçmemiştik o yüzden ne çaldığını hatırlayamıyorum. Ama bonus olarak slayt müziğimiz de Bruno Mars'ın Just The Way You Are şarkısıydı.

Balayı için yurt dışına tropik bir yerlere gitmek istiyorduk. Bir kaç gün güzel bir otelde dinlendikten sonra gezip yeni yerler keşfetmekti amacımız. Bunun için çeşitli araştırmalar sonrasında Tayland-Phuket'e gitmeye karar verdik.

Düğün konusunda kendileri için önemli olduğunu düşündükleri ne varsa içlerine sindirerek halletmeye çalışsınlar. Ama sadece bir günde bitecek bu süreç için bir dengeyi de tutturup gereksiz ve sonradan pişman olacakları harcamalar yapmaktan kaçınsınlar.